Kondüktörün Karşı-Referansları

Kondüktörün Karşı-Referansları

İşbu bap, kondüktörün marifeti olup, yayıncı yahut makinist nezdinde hukukî hiçbir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

Her şeyden evvel, Ercan Yılmaz’la aynı şartlarda karşılaşmadığımızı Tanrı ve tarih huzurunda beyan etmek isterim. Yılmaz cenaplarının elinde yeşil mürekkepli, alımlı çalımlı bir dolma kalem, benim elimde tren damgalı, cırtlak sarı bir kurşun kalem. Tek tesellim, yazmak için buhar istemiyor. Choo-choo: Çuf çuf.

***

Fransız bestekâr Pierre Schaeffer 1948 Ekim’inde fütürist bir çalışmaya imza attı. Paris’teki bir tren istasyonunda bulunan altı buharlı lokomotifin düdük ve hareket seslerinden elde edilen gürültüye Etude aux Chemins de Fer (Demiryolu Çalışması) ismi verilerek, Gürültü Konseri adlı bir radyo yayınında kamuoyu ile paylaşıldı. Bu çalışmayı destekleyenlerden biri de Edgard Varese oldu, soruyordu Fransız besteci: “Müzik, organize gürültülerden başka nedir ki?” Bizdeki tren-musiki ilişkisini özetlemek için ise Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen Emin Efendi isimli romana müracaat edeceğiz: “Kahveci ile bakırcı dükkânları arasında boş bir arsa vardı eskiden. Adamlar vardı orada. Bir gramofon sesi geliyordu: Uzayıp giden şu tren yolları…” 

 Şipşak 20. Yüzyıl Turu (Sergi Kataloğu)

***

Ercan Beyciğimde aksiyom tamam, aksiyon noksan. Şark Ekspresi: Memleketin en sofistike hattı. Bizim biblo gibi vagonlarımızın ne eksiği var, Yerlilerin saldırdığı Amerikan posta trenlerinden? Eloğlu, Vahşi Batı’yı Red Kit ile ıslah etti(!) de biz tarifeli trene bilet bulamıyoruz. Töresine tâbi olmayanları barbar bulan Romalılar bile şiddet pornografisini bu denli romantikleştiremezdi. Çuf Çuf kalemin de dediği gibi: Made in USA. Tam bir Garp Esprisi. Çerçeveye kanun kaçakları giriyor ve ekşın!

   Bir Kondüktörün Kahvehane Tevatürleri (Henüz Yayılmamış Söylenti) 

***

Trenlerin, demir yollarının filozofik bir tarafı yok mu? Bir kelime düşünün ki, üç farklı hâli de deyimleşerek, geçtiği cümlenin müesses nizamını etkilesin. Raydan çıkmak. Rayına girmek. Rayına oturtmak. Bir de Ray Charles var tabii. Çuf çuf blues.

                                   Bir Kondüktörden Seçme Aforizmalar (Asma Kilit Yayınevi, 2008, s. 19)

***

The Times gazetesinin Nisan 1928 nüshalarından birinde şöyle bir makale var: “Yeraltı Büyücülüğü: Postanenin derinlere inşa ettiği elektrikli metro demiryolu…”

Britanyalı yazar Susanne Clarke bu makaleyi okumuş mudur bilmiyorum ama Jonathan Strange ve Bay Norrell isimli romanında şöyle demişti: “İsteseler de istemeseler de büyü İngiltere’ye geri dönmüştü.” 

Büyü Berlin-Bağdat demiryoluna geri döndü. Büyücü Ercan Bey’i size takdim ederim. (Editör için not: Kurguya numunelik hayalet tren eklenecek.)

       Metinsiz Dipnot

***

Meşhur kâşif Henry Stanley’nin evinde ölmesini sağlayan şey, Metropolitan düdüğüdür derler. Afrika’daki keşif seyahatlerinde kendi takımının üyeleriyle bu düdük sayesinde iletişim kurarmış kâşif Stanley. Postacılar, polisler, bekçiler ve kondüktörlerin müşterek pusatı. TCDD Kuralları kitapçığı 21. Madde: “Zincirli ve düğme kancalı düdük, kondüktöre zimmetlidir.” İstanbul Demiryolu Müzesi Kayıp Eşyalar Bürosunda İznik Konsilinden kalma kelepir el yazmaları bile vardır da düdük bulunmaz. Düdük kaybolmaz, kaybeder.

          Düdükiyat (Henüz Basılmamış Eser)

***

Tevrat’a göre cennet Aden Bahçeleridir. Ercan Bey nazarında ise Ohri’deki el yapımı kâğıt atölyesi.

“Fıtrat değişir sanma” demiş ya hani şair, Tanrı onun çamuruna mürekkep katmış kalubelada.

        Ercan Yılmaz Tarihinin Eleştirel Bibliyografyası (Asma Kilit Yayınevi, 2018, s. 54)

***

Bu sizin için işarettir: Kundağa sarılmış bebeği yemlikte bulacaksınız.

    Luka (2:6)

***

İmdi kamuya açık kalıcı bir sergi gibi, kitabın ilk sayfasını yeniden temaşa edebilirsiniz ey Viktoryalılar!

      Dipnotsuz Metin